Unknown Unknown Author
Title: Kontakt Lensler İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
Author: Unknown
Rating 5 of 5 Des:
İnsan gözü, tabiatın en güzel ödüllerinden bir tanesidir; dünyaya açılan pencere; insan vücuduna tutulan bir aynadır. Kontakt lensler ise...
İnsan gözü, tabiatın en güzel ödüllerinden bir tanesidir; dünyaya açılan pencere; insan vücuduna tutulan bir aynadır. Kontakt lensler ise, bu kıymetli organ ile uyumlu olduğunda, görmeyi kaliteli kılan, optik, estetik ve tedavi amaçlı olarak kullanılabilen ileri teknoloji ürünü geçici protezlerdir. Göz yüzeyinde yer aldıklarından saatler, günler boyunca gözün özellikli ve değerli dokuları ile sürekli temas halindedirler. Bu yakın ilişki, birçok olumsuz etkileşimi de beraberinde getirebilmektedir.
İnsan vücudu, kendisini dış etkilerden koruyacak savunma sistemleri ile donatılmıştır. Kontakt lensler doktorların önerdiği kurallar dışında uygulandığında, bu sistemler tarafından yabancı cisim olarak algılanıp, allerjik bir cevabı tetikleyebilmektedirler. Ayrıca uygun olmayan lensin uygun olmayan koşullarda kullanılması da, bazı direnç noktalarının çözülmesine ve gözün enfeksiyon riski ile karşılaşmasına neden olabilmektedir.
Yaşam boyu kontakt lensler ile sağlıklı ve başarılı bir birliktelik için tıbbın bilgi birikimi ile oluşan ve hukukun desteği ile güçlenen temel kurallara uyulması gerekmektedir. Konu bu kadar önemli olunca biz de Florence Nightingale Hastanesi’nden Prof. Dr. Tomris Şengör’e sorular yönelttik ve çok değerli bilgilere ulaştık...
Göze en uygun kontakt lensin belirlenmesi için temel kurallar nelerdir?
Bu kurallardan ilk ve en önemlisi, kontakt lenslerin doktor muayenesi ve denetimi altında kullanılmasının gerekliliğidir. Göz doktorları, insan gözünün tüm özelliklerini
değerlendirmek üzere, uzun ve donanımlı bir eğitimden geçerler. Gözün optik sorunlarının yanında, bunlara eşlik edebilecek göz tansiyonu, göz merceğinin saydamlığını yitirmesi (katarakt), ağ tabakaya ait hastalıklar (retina incelmesi veya yırtığı, dekolman, sarı nokta hastalıkları) veya göze yansıyan beyin ve vücuda ait yaşamsal öneme sahip sorunlar gibi çok çeşitli alanlarda bilgi birikimine sahip bulunmaktadırlar. Dolayısı ile kontakt lens muayene ve uygulaması için göz hekimine başvuran bir kişi, bütün bu bilgi süzgecinden geçme ve kontakt lens uygulaması yanında, göz sağlığını koruma şansını da yakalayabilmektedir. Ayrıca kontakt lens muayenesi başlı başına özellikli bir uygulama, hatta tıbbın özgün bir sanat dalıdır. Bu nedenle kontakt lens muayene ve uygulanması, bu işlem için hazırlanmış özel bir ortamda ve konuyu en iyi bilen kişiler olan doktorlar eliyle güvenli bir şekilde yapılmalıdır.
Kontakt lens muayenesinde önemli basamaklar nelerdir?
Kontakt lens uygulamasının başlangıcında doktor tarafından tam bir göz muayenesi yapılır. Daha sonra göze en uygun kontakt lens seçilir, yine doktor gözetiminde göze uygulanır. Göz üzerindeki duruşu, hareketi gibi teknik kontrolü yapılır. Takma, çıkarma ve temizleme ile ilgili bilgiler verildikten sonra reçetelendirilir.
Kontakt lensler nasıl temin edilir?
Her hasta kendine özgü özelliklere sahip olduğu gibi, her kontakt lensin de farklı özellikleri mevcuttur. Temel özelliklerden bir tanesi, kontakt lensin iç yüz eğimidir ve o kişinin kornea tabakasının eğimi ile uyumlu olmalıdır. Başka bir değişken, kontakt lensin yapıldığı materyaldir ve her materyal de oksijen geçirgenliği, su tutuculuğu, yüzey kirlenmesi anlamında farklılıklar gösterir. Göz yüzey dokularının yaşamını devam ettirebilmesi için nefes alması, yani yeterince oksijene ulaşabilmesi gereklidir. Oksijen geçirgenliği yetersiz olan veya iç yüz eğimi uyumlu olmayan kontakt lensler, göz dokularının zedelenmesine ve gözün savunma sisteminin yıkılmasına neden olurlar. Böyle bir ortamda istenmeyen mikropların yerleşip, göz sağlığını ciddi riske sokan ülserleri oluşturması mümkündür.
Kontakt lensler, doktor muayenesi sonrası reçete ile mi temin edilmelidir?
Reçetesiz olarak temin edilen lensler, doktorun bilgi süzgecinden geçmedikleri için uygun lens seçimi, uygulama, hasta eğitimi ve kontrol basamaklarında çok önemli eksiklikler içermektedir. Üzülerek belirtmeliyim ki, daha ergenlik çağındaki gençler, reçetesiz olarak çok kolaylıkla renkli kontakt lenslere ulaşabilmekte ve hiçbir doktor gözetimi olmaksızın adeta küpe veya toka gibi bir aksesuar kullanırcasına dikkatsiz bir şekilde lens kullanmakta, bunlarla havuza, denize, duşa girmekte, birbirinin lensini değişerek kullanabilmektedir. Hâlbuki renkli lensler de diğerleri gibi, hatta belki de bilinçsizce kullanımları nedeniyle onlardan daha da fazla riske sahiptirler. Bunun bir nedeni de renkli lenslerin ayda bir değiştirilmesi gerekirken, bunların 6 ay, hatta 1 yıl kullanılabileceği konusundaki yanlış bilgilenmedir.
Türk Oftalmoloji Derneği’nin katkıları ile hazırlanan kontakt lens reçetelerinde, renkli lensler dahil tüm lenslerin doktor tarafından belirtilen teknik ve kullanım özelliklerini bulabilmek mümkündür. Elimizin altındaki bu reçeteler, göz sağlığımızı korumamıza yardım eden tıbbi ve hukuki belgelerdir ve tıpkı diğer ilaç reçeteleri gibi doktorumuzun önerilerini bulabileceğimiz bir kaynaktır.
Eğitim, kontakt lens uygulamasının da vazgeçilmezi midir?
Kontakt lens kullanıcısının lensini iyi tanıması, takma-çıkarma şeklini tam öğrenmesi ve kontakt lens bakım sistemleri konusunda yeterince bilgilendirilmesi, son derece önemlidir. Çünkü hastalar, muayene ve uygulama işleminden sonra lensleri ile baş başa kalacaklar ve bilinçsizce yapacakları bir hata, göz sağlıklarını ciddi riske sokabilecektir. Dolayısı ile kontakt lensin doğru seçilmesi ve doğru uygulanması kadar, kullanıcının kendi özel yaşamı içinde lensini nasıl kullanacağı konusunda doğru bilgilendirilmesi de aynı ölçüde önemlidir.
Yeterli bilgi birikiminin oluşabilmesi için, kontakt lens kullanıcısının kendisine ayrılan kaliteli bir süre içinde takma-çıkarma çalışması, kullanım kuralları, temizlik sistemleri konusunda titiz bir eğitimden geçmesi gereklidir. Ayaküstü, ‘gözlüğün yanında bir de bunu dene’ şeklindeki bir yaklaşımın, yaşamsal düzeyde önemli sorunları hazırlayabileceği unutulmamalıdır.
Ellerin ve kontakt lens kaplarının temizliği önemli olmalı...
Lenslere dokunmadan evvel ellerin dikkatlice yıkanması; lens kaplarının her gün sabunlu suyla yıkanıp, açık havada kurutulması ve yıpranmaya bağlı oluşabilecek çatlakların, mikropların yerleşmesine uygun ortam hazırlaması riski nedeniyle ayda bir de yenilenmesi gerekir.
da kullanımı; lensler ile havuza, saunaya girilmesi, duş alınması durumunda gözde kendisine uygun ortam bulup, yerleşmesi ve tedaviye dirençli enfeksiyon oluşturması; günümüzde biz göz hekimlerinin belki de en büyük korkusudur.
Kontakt lens kullanımı, hangi sıklıkla denetlenmelidir?
Kontakt lensler, gözlüklerden farklı olarak göz ile dinamik ilişki içindedirler. Göz yüzeyine ulaşan oksijen miktarında azalma veya mekanik etkileri ile bağlantılı olarak uzun dönemde göz sinirlerinin iletim özelliklerini değiştirerek, duyarsızlığa neden olurlar. Bu yüzden kontakt lens kullanan kişiler, gözlerinde ortaya çıkabilecek sorunları hemen fark edemeyebilir ve sonuçta teşhis ve tedavide gecikme olabilir. Bu nedenle kontakt lens kullanıcılarının hiçbir şikâyetleri olmasa dahi, oluşabilecek değişikliklerin yakalanabileceği bir zaman aralığında (ortalama 6 ay) doktorlarına başvurmaları gereklidir. Böylece göz doktorları, kişinin fark edemediği ve potansiyel risk taşıyan değişiklikleri yakalama şansına ulaştıkları gibi, kontakt lens kullanıcısının kullanım hatalarını da saptayıp, zamanında uyarma görevini de yapabilirler.
Kontakt lenslerin değişim sıklığı ve gözde kalma süresi ne olmalıdır?
En sık rastlanan hatalardan bir tanesi, lenslerin önerilen süreler içinde değiştirilmemesi ve aynı gün içinde istenenden daha uzun süre kullanılmasıdır. Kontakt lensler, sürekli olarak gözyaşı ve göz dokuları yanında, dış ortamdaki toz, ısı ve hava değişimi gibi faktörler ile temas halindedirler. Bu nedenle zaman içinde gözyaşına ait bazı maddelerin (protein, musin gibi) ve kişinin yaşadığı ortama ait tozların birikimi sonucu, lens yüzeyi adeta bir tabaka ile kaplanır, su oranı değişir, bunun sonucunda lensin oksijen geçirgenliği değiştiği gibi, görsel başarısı da olumsuz yönde etkilenir. Bütün bunlar lensin ayda bir değişilmesi ile aşılabilecek iken, basit bir ihmal veya masrafı azaltma çabası ile aynı lensin önerilenden uzun süre kullanılması sonucu, enfeksiyon ve allerjiye davetiye çıkarılmakta ve göz sağlığı riske sokulabilmektedir.
Günümüzde sıklıkla tercih edilen uygulama şekli, günlük kullanım/aylık değişim şeklindedir. Ayrıca günlük kullan-at şeklinde sık değişim programları, temizleme solüsyonlarına ihtiyaç duyulmaması ve yukarıda sözü edilen birikimlerin oluşması için yeterli zamanın bulunmaması anlamında yarar getirebilir.
Lensler ile uyunabilir mi?
Bir diğer önemli hata, doktor önerisi olmadan veya doktorun aksi uyarısına rağmen kontakt lensler ile uyunmasıdır. Gündüz gözler açıkken kornea, ihtiyacı olan oksijeni kolaylıkla havadan temin edebilmektedir. Uykuda gözler kapalıyken oksijen basıncı düşmekle beraber, normal koşullarda göz dokuları azalan fakat uykuda yavaşlayan metabolizması için yeterli olan bu oksijen seviyesinde, yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmektedirler. Fakat kontakt lensler kornea ile atmosferik oksijen arasında mekanik bir engel oluştururlar ve yapıldıkları materyalin gaz geçirgenliği ile paralel olarak, göz yüzey dokularına yeterince oksijenin ulaşmasını engelleyebilirler. Hele ki gözler kapalıyken bu sorunun büyüyeceği açıktır.
Son yıllarda gelişen teknoloji ile paralel olarak üretilen yüksek oksijen geçirgenliğine sahip lensler ile bu sorun büyük ölçüde aşılmış, uykuda gözde kalabilen özel lensler üretilmiştir. Fakat yapılan bilimsel çalışmaların ışığında sadece oksijen geçirgenliğinin yeterli olmadığı, aynı zamanda kontakt lensin oluşturduğu mekanik travmanın da göz sağlığı yönünden önemli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca her gözün oksijensizlik gibi streslere kendine özgü bir tolerans sınırının olduğu ve bu nedenle doktorun kişiye özgü olan bu farklılığı dikkate alarak karar verdiği unutulmamalıdır.
Kontakt lensler, her bir üretici firmanın kullandığı farklı materyal ile bağlantılı olarak tıpkı bir sünger gibi, farklı oranlarda su tutarlar. Lensin su içeriği, materyalin yumuşaklığı yanında, oksijen geçirgenliği üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Fakat aynı zamanda eller veya su ile bulaşabilecek mikropların, kolaylıkla lens üzerinde ve bazen içinde yerleşmesine de zemin hazırlar.
Diğer taraftan çeşme suları ve havuz suları çok dirençli, amip türü mikroplar ile doludur ve kontakt lensin doktor önerisi dışındışında kullanımı; lensler ile havuza, saunaya girilmesi, duş alınması durumunda gözde kendisine uygun ortam bulup, yerleşmesi ve tedaviye dirençli enfeksiyon oluşturması; günümüzde biz göz hekimlerinin belki de en büyük korkusudur.
Kontakt lens kullanımı, doktorun yönettiği, her biri bilimsel temellere dayanan kurallar zinciridir ve sağlıklı bir kontakt lens uygulaması için ne doktordan ne de bilimsel gerçeklerden vazgeçilemez.
Diğer taraftan kanunlar önünde göz sağlığını koruma görev ve yetkisi de göz hekimlerine verilmiştir, başka hiçbir meslek grubu tarafından icra edilemez (1). Bu kurallar dışında temin edilen lensler, doktorun bilgi süzgecinden geçmedikleri için uygun lens seçimi, uygulama, hasta eğitimi ve kontrol basamaklarında çok önemli eksikler içermekte ve bunu yapanlar için hukuki ve vicdani yükümlülükler getirmektedir.

About Author

Advertisement

Yorum Gönder

 
Top